“Arkamda yaylılar çalıyor. Biri bir filmde ya da dizide gururla yürüdüğünde çaldığı gibi. Hep hüzünlü şeyler çaldığını bildiğim yaylılar- ben gülümserken bambaşka duyuluyor. Sonunda hüzünlü şeyler çalmadıkları için mi gülümsüyorum- yoksa gülümseyebildiğim için mi hüzünlü şeyler çalmıyorlar?” Melikşah Altuntaş ilk kitabı Arkada Yaylılar Çalıyor’da kayıpların yasını tutmaya- kördüğüm ilişkilere- günlükler üzerinden iletişim kuran anne ve çocuklara- sorunlu baba-oğullara dair öyküleri bir araya getiriyor. Yer yer özkurmaca ile flört eden hikâyeler- yaşamın tüm karanlığının içine gizlenmiş olan hayatta kalma arzusuna doğru yol alıyor. Bütün ölümlere- terk edişlere- kayıplara ise zamanı sımsıkı tutmak isteyen alelade fotoğraflar eşlik ediyor. Sayfalar elimizin altından akıp giderken Altuntaş- hüzünlü vedaların arkasında usul usul çalan yaylılara işaret ediyor.