… herhangi bir hayal ya da amaç olmadan günleri devirmek- sosyal mecralarda saatlerce gezinmek- aşırı dozda dizi izleyerek ya da bilgisayar oyunlarıyla zamanı verimsizce tüketmek- “Hayatta ne istiyorum?” sorusunu sormadan akıntıya kapılıp gitmek- akışına bırakmayı “yarını düşünmeden kendini salmak” şeklinde yorumlamak- kendimize ve potansiyelimize ihanet değil midir? Yaşamın sonlarına yaklaştığımızda geriye dönüp vaktin çoğunu sosyal medyada kedi videosu izleyerek- beş farklı açıdan selfie çekerek- başkalarının çoğunlukla gerçeği yansıtmayan hayatlarına bakıp hayıflanarak geçirmiş olmayı ister miyiz? Bahar Eriş- “yeni gerçeklerle uyumsuz hayat”larımızı birçok yönden yeniden düşünmek ve dönüştürmek zorunda olduğumuzu- bunun için de duygusal zekâ- dikkat ve odaklanma- yaratıcılık- eleştirel düşünme ve zaman yönetimi becerilerimizi geliştirmemiz gerektiğini söylüyor. Ve sonrasında ekliyor: “Peki bu becerileri nasıl geliştireceğiz?” Telaşa kapılmadan- denemeye- keşfetmeye ve merak etmeye devam ederek- en önemlisi de anlamlı ilişkiler- işler ve değerler etrafında hayatı yeniden ve yeniden inşa ederek…